KONU: Sermaye tamamlama fonuna bağlı olarak gerçekleştirilen KDV tarhiyatlarının iptaline ilişkin Vergi Mahkemesi kararı.
|
|
Türk Ticaret Kanunu’nun emredici hükmü gereği firmaların ortakları tarafından gönderilen sermaye tamamlama fonları, vergi idaresi tarafından uzunca bir süredir eleştiri konusu edilmekte ve bu fonların firmalar nezdinde gelir teşkil ettiği ve dolayısıyla vergilendirilmesi gerektiği iddia edilmektedir.
Geçmiş yıllarda yapılan tarhiyatlara karşı açılan davalarda, vergi mahkemeleri sermaye tamamlama fonlarının usulüne uygun bir şekilde getirildiği hallerde mükellefler lehine kararlar tesis etmiştir. Ancak Danıştay bir mükellef için gerçekleştirdiği temyiz incelemesi sonucunda, bir ticaret şirketinin makul sayılamayacak bir süredir zarar ediyor olmasının ekonomik ve ticari icaplara uygun düşmediği gerekçesiyle aleyhe karar vermiştir.
Sermaye tamamlama fonu uygulamalarına karşı İdarenin sergilediği bu tutum, takip eden süreçte bir başka mükellef için de vücut bulmuş ve ilgili firma nezdinde gerçekleştirilen inceleme neticesinde, firmanın yurtdışındaki hakim ortağı tarafından gönderilen sermaye tamamlama fonları eleştiri konusu edilmiştir.
Vergi İdaresi bu defa firmanın piyasadaki emsal firmalara nazaran çok yüksek düzeyde reklam-promosyon-kampanya, iskonto, ciro primi gideri yaptığını ve buna karşın çok düşük faaliyet karı elde ettiğini, firmanın yüksek tutarlarda aktivite gideri yaparak hakim ortağına pazarlama hizmeti sunduğunu, hakim ortağın markasını ürünlerinde kullanarak bu markaya yatırımda bulunduğunu iddia ederek gönderilen sermaye tamamlama fonlarının, firmanın ortağına sunduğu pazarlama hizmetinin bir karşılığı olduğunu ileri sürmüştür. Bu kapsamda, sermaye tamamlama fonu üzerinden %18 oranında katma değer vergisi hesaplanması gerektiğini iddia etmiştir.
Söz konusu iddialar üzerine yapılan vergi ziyaı cezalı KDV tarhiyatlarının hukuka aykırı olduğu düşüncesinde olan firma tarhiyatların iptali talebiyle başvurduğu dava yolunda ortağı tarafından gönderilen sermaye tamamlama fonunun Türk Ticaret Kanunu uyarınca alınması zorunlu bir tedbir olduğunu, bu fonun Kanun’da belirlenen prosedüre riayet edilerek gönderildiğini, rekabetin yoğun olduğu ilgili sektörde tutunmak için yüksek tutarda pazarlama giderlerine katlanılmasının ticari icaplara uygun olduğunu belirterek, söz konusu sermaye tamamlama fonunun hizmet bedeli olarak değerlendirilmesi sonucu KDV’ye tabi tutulmasının hukuka aykırılık teşkil edeceğini savunmuştur.
Gelinen aşamada, ilk derece vergi mahkemesi firma lehine hüküm tesis ederek söz konusu KDV tarhiyatlarının iptaline karar vermiştir.
İdare’nin konuya ilişkin görüşünün aksine, bu karardan anlaşılmaktadır ki, firmaların mali durumlarının bozulması sebebiyle, zararlar karşılığı eriyen sermayenin tamamlanması için ortaklar tarafından gönderilen sermaye tamamlama fonları, ekonomik ve ticari gerekçelerle desteklendiğinde ve Türk Ticaret Kanunu’nun bu fonun gönderilmesi konusunda aradığı prosedüre riayet edildiği takdirde, anılan fonların gelir olarak nitelendirilmesine yönelik eleştiriler bertaraf edilebilecektir.
Gereği için bilgilerinize sunulur.
Saygılarımızla.